Mutluyum, Mutlusun, Mutlu

Sanki biri beni yaka paça tutmuş, koluma bacağıma endorfin (mutluluk hormonu) enjekte etmiş. O derece sırıtkanım bugün.

Her şeye gülüyorum, olayı her zamanki gibi psikopata bağladım, vatana millete hayırlı uğurlu olsun. Eve gelip mutfaktaki tepsiye güldüm, sonra annennemin ördüğü ve annemin kullanacağını umduğu paspasımsı şeye güldüm, sonra aynada kendime güldüm, sonra diş fırçama güldüm, yine anneannemin ördüğü şeye gülüm, (zavallı can hıraş kirpikli ipten örüyor paspası, annem kullanır diye ama annem de ben de basamayız öyle tüylü şeylerin üstüne. hem anneannemin ördüğü şey de acayip yamuk.. oops, duymaz di mi bunu :))) sonra odamdaki film afişlerine dakikalarca güldüm, saçllarıma güldüm, (beni her an çıldırtabilme kapasitesine sahipler) dünden kalan bir iki parça pizza dilimine güldüm, kemanımın kuusu evrildi, ona güldüm, yarım kalan tuvaime güldüm... Şu anda gülmekten yanaklarım ağrısa da mutluyum :)))

Bu arada anneme sordum, küçükken kafamın üstüne düşmemişim. Ama henüz doğmamışken karnına kafa atmak suretiyle aynı etkiyi yaşamış olabilirim. Böyle bir potansiyele sahibim...

Bir şey öğrendim, 'Sizce normal misiniz?' sorusuna 'Evet, tabii ki!' diyenlerden kaçmak lazımmış. Emin olamayanlar sağlammış. Cidden!

Son olarak, hâlâ gülüyorum, bana katısanıza, çok rahatlatıyor! ;))

Not: Pek Pollyannavari bir yazı oldu, her zaman böyle olmam :))

Hiç yorum yok: