Grönland'da Uyuyan Masum Gencin Haykırışı

Sanırım yazılarımdan da belli olduğu gibi, ben hayal aleminde at koşturan, biraz dili uzun, ukala, saf çocuğu masum Anadolu'nun tadında bir Geveze'yim...
Tamam, bazen hareketlerim ve düşündüklerim bu 'saflık' tanımının epey dışında kalıyor...

Ama şu anda harbiden aydınlanmış bulunmaktayım dear okur... Bazen (çok önemli anlarda, bkz. kompozisyon yazılıları, ödev eksiklikleri, proje ödevleri vs. vs.) hayalgücümün içine kaçtığını düşünüyordum... Ama olayı çözdüm, aslında o, hipotalamusumla kafa kafaya verip, hunharca rüyalar planlıyordu... Maksat beni korkutmak, şaşırtmak, terletmek, rezil etmek...

Obama'lı rüyamdan sonra dedim ki, daha absürdü olamaz... Kutupta mı uyuyorum ne, ha bire biryerlerim üşüyor ki, saçma rüyalar son sürat gidiyor...
Son rüyamda (üç gün filan önceydi) Yılmaz Erdoğan sahnede, ben de protokolden izliyorum... Allah'ın işine bak, değil mi dear okur! Derken birden adam(ceğiz) aşka geliyor,
"Aramızda birileri var ki, ben onu varisim olarak görüyorum!" diyor... Hayda, kim bu, diye arkaara bakınırken ben, anneannem ayağa kalkıyor. Cem Yılmaz'ın sesini ödünç almış Woody Allen'ı duyuyoruz:
"Siz değil, hacı teyze!" Ben yusuf yusuf olmakan gülemiyorum bile... Derken sahneye ya nur iniyor, ya da şu Knowing'deki kabız ışıkçı bir atraksiyon yapıyor ki her taraf beyazlıyor, Yılmaz abimiz benim elimden tutup saheye çekiyor... (komplo teorileri geliyor aklıma saçma sapan... bence bizim rehberlikçi rüya simülatörü yaptı, tüm bunları onun yüzünden görüyorum... amaç belli; tırsıp hakka döneyim, test çözeyim...) Diyor ki, (bir şey içiyorsanız yuttuktan sonra okumaya devam edin)
"Evladım, el verdim ben sana artık... Sırtın yere gelmez senin... Olur da biri yamuk yaparsa benim yeğen Ersin gelir, ona bir 'çiçooowuu!'(meşhur silah sesi efekti) yapar, hallolur!"

Bu cümleden sonra uyanıyorum, yerdeyim, annem ışığı açmış, battaniyemsi şeyin yarısı altımda, yarısı yatakta, yatağın hemen yanındaki tekli koltuğun ayağını tutmuşum, yastığa da sımsıkı sarılmışım, kafamı da büyük ihtimalle duvara çarpmışım, yastıktan da bir iki tüy çıkacak gibi duruyor...

Artık uyumaktan korkuyorum. Hatta şu hayalgücü merkezinin rüyalarla ilgili kısmını aldırıp kavanozda segileyeceğim, yanına 'UFO gören masum köylü' tadında bir fotoğrafımı koyup altına da 'kavanozun kapağını Mars'ta açınız!' yazacağım...

Şimdi gidip filtrelenmemiş kahve içeceğim, üstüne de anneme zorla tezinde yardım edip dayanabildiğim kadar dayanıp elimde kitapla sabahlayacağım...
Bildiğiniz iyi bir psikolog veya beyin cerrahı varsa, o da olmadı ruh ve sinir hastalıklarıyla ilgili lisans üstü çalışma yapmış biri, telefon numarasına ihtiyacım var...

2 yorum:

Angelica dedi ki...

O kadar da kötü değil yahu..En azından artık koruman var :P 'çiçooowuu! :DD

Geveze dedi ki...

sorma :)) o koruma da beni benden korursa şanslıyım :)) çiçooowuu!