Evet, çıldırdı! Aslında o kadar azman bir sınıf sayılmayız. Sadece bazı arkadaşların sırasında oturunca canlarını yakacak görünmez nesneler var, bazılarının da çenesinin kapanmasını engelleyen fazladan kemikler. Buna rağmen o kadar da azman değiliz, inanın!
Aslında olay şöyle patlak verdi: Kendisine tahtaya yazı yazmak zor geldiği için konu bitince ha bire kitaptan yazı yazdıran, etkinlik yaptıran matematikçimiz herzamanki taktiğini sahaya çıkarmıştı ki, sayıya çeviremedi, top potayı yaladı ama olmadı. Sebebi tabii ki ahali-i sınıf! İtirazlarımızı uzay boşluğuna salıverdik ve ne olduysa o zaman oldu, kabak da en önde oturan bir arkadaşta patladı. Ardından matematikçimiz ağlamaklı oldu. Bağırdı, bağırdı ve bağırdı. Çıkıp gidecek sandık. Hatta öyle olması için dua edenler bile oldu! Sınıfta bağıracağına çıkıp gitmesi bizim açımızdan daha hayırlı.
Onun sorumluluğundaki öğrenci grubuna dahil olan ben bile onu bu kadar sinirlendirememiştim. Anlayamadığım(ız) bir şey var: Niye bu kadar kızdı ki? Ya da başka birine kızıp bizde mi patladı?
Umarım bir daha bu kadar sinirlen(diril)mez. Ciddi anlamda tehlikeli oluyor da...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder