Bu gün kısa da olsa eğlenceli olan bir tatilin -maalesef- bittiği, kâbuslarımın geri döndüğü bir gün olduğundan; sabahleyin, her erken kalkışımdaki nemrutluğum kat be kat fazlaydı. Bir de okul bana bu nemrutluğun katlanması için bir sebep silsilesi armağan etmesin mi!
Nasıl olduğunu anlatayım: Bizim okulun bahçesinin bir yanı Arnavut Kaldırımları gibi, bir yanı parkemsi bir şeyle döşeli. Bu parkemsi yanı kazmışlar, ek bina (resim sınıfı, müzik sınfı ve iki katlı spor salonu) yapılacakmış. Sorun şu ki, bugün bizim beden eğitimimiz vardı, ve beden eğitimi pazartesilerin süperstarıdır, ayrıca o parkemsi yerde yapılır! Malumunuz, Arnavut Kaldırımı döşeli bir yerde koşmak pek de eğlenceli değil! Dahası, ek binaya yapılacak sınıflar zaten ana binada var!
Böyle ifrit olduğum bir günde, böyle güzel(!) sürprizlerle karşılaşmak çok hoş doğrusu! Bular yetmiyormuş gibi müdür bizi bahçeye dizip üstüne konuşma yaptı; inşaat alanının etrafındaki demirlerle oynamayın(neredeyse dört metre demir duvar yapmışlar! estetik bu olsa gerek!), hazirana kadar bitecek felan dediğini hatırlıyorum; devamını -biliyorum hoş değil ama- dinlemedim. Mükemmel üçlü beni dürterken zor oluyor. (Mükemmel üçlü: Soğuk hava, sabah nemrutluğum, biriken dedikodular) Bir de şu var ki, tek konuşan ben değildim, müdür de farkında olmuş olacak ki, bizi bahçede epeyce azla bekletti. Dondum ya!
Velhasıl, bu muhteşem haberlerden sonra son denemenin dökümü tam da fen dersinde geldi, sonuç rezalet: Matematik 3 yanlış, fen 2 yanlış! Diğerleri ful. Ha-ri-ka! Farkındayım, sözelci gibi duruyorum ama eşit ağırlıkçıyım ve matematikten NEFRET ediyorum, fene de hastayım! Hele o fiziğe bayılıyorum. Buna rağmen iki yanlışım da biyolojiden, en kazık fizik soruları doğru! Git gide gıcıklık kat sayım tırmanıyor dear okuyucu! Fenci de gülüyor: "Gidip de biyolojide yanlış yapmışsın a kızım!" Of ki ne of! Sınıfta herkes soruları doğru yapmış, herkes!
Bu kadar üst üste gelen harika olaylardan sonra yukarıdan birileri hâlime acıdı ki, hoş bir sürpriz yaptı: Yeni ders programımız geldi, artık haftada üç gün ikişer saat matematik işlemiyoruz, dağıtmışlar! Ve bomba haber: İNGİLİZCECİMİZ DEĞİŞMİŞ! Bir mutlu oldum bir mutlu oldum sormayın! Bütün sınıf birbirimize sarıldık sevinçten. Bu güzel haber de bütün gıcıklıkları unutturdu haliyle!
Şu anda hâlâ kendi kendime sırıtıyorum. Çünkü bu gün hayatımın en muhteşem iki İngilizce dersini geçirdim. Bu mutluluğu biraz garipsemiş olabilirsiniz, açıklayayım: İngilizce ve fen benim en sevdiğim dersler. Ama eski İngilizce öğretmenimizle pek anlaşamadık doğrusu. Yanlış anlamayın, adam çok iyi ama sorun galiba bende. Bu sebepten favori dersimden soğumuştum. İngilizce benim için sadece bir ders değil, kendisine tarif edilemez bir sevgiyle bağlıyım.
Neredeyse Türkçe kadar seveceğim keratayı!
Ay, dün rüyamda bu gün sonunda bu kadar mutlu olacağımı görsem 'Bir yerim açıkta kaldı herhalde!' derdim! İlahi ben!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder