Ben ne sakar* bir insanım böyle! Off ki ne of! Sabah sinevizyon salonunda prova yaparken Esra'nın gözlüğünü ve yanağını, yaklaşık bir saat önce etütte de Neda'nın kafasını yokladım, hem de başımla. Çatlayacakmış gibi ağrıyor...
Acep her kafa atışımda yüz bin beyin hücrem ölüyorsa iki ay içinde idiyot olur muyum?
Hatırlıyorum da, küçüklüğümde de böyleydim ben... Her yere çarpıp dururdum; kol, bacak, Allah ne verdiyse... Hatta bir defasında yazlıkta bisiklet sürerken çok ekstrem bir yokuştan frenlere dokunmadan inmiştim ve (macera düşkünü değilim, düpedüz safım ben :))) ve bisikletten inmeden/düşmeden bacağımı kaldırıma sürtüp derisini yolmak suretiyle yok etmiştim. Aylarca krem banyosu yapmıştım, 'izi kalmasın' diye.
Bir de mucize kremimiz 'Bepanthene' vardı, ben bu kadar kazaya yatkın olduğumdan evde her daim birkaç kutu bulunur, morluklara, şişiklere, çürüklere topçuklar halinde sürülürdü. Şimdi de var ama yıllar popülaritesini aldı götürdü.
Biraz daha büyüyüp basketbola başladığımda haftaiçi bileğimde sargı beziyle topallayarak dolanırdım ortalıkta badi badi. Haftasonu sargı bir yere, bilek ağrısı bir yere fırlatılır, turp gibi kursa gidilirdi iki gün. Her pazart akşamı anneanneme ve anneme zedelenen muhtelif yerlerimi ovdururdum.
Bu kadar yetenekli olmama rağmen şimdiye kadar bir yerimi kırmadım, eklem kapsülümü patlattım (ki kayda değer bir başarı :))) veya ciddi yumuşak doku zedelenmeleriyle incinmeler yaşadım.
Hâlâ da yeteneğimin hakkını vermekteyim, Buse'ye yaptığı eşşek şakasının KDV'sini verirken ayağımı sıraya geçirdiğim için bileğimde pinpon topu şeklinde bir morluk var mesela...
Ailede alay konusu olmak, yürürken herkesi etrafından kaçırtmak gibi artıları da yok değil hani bu yeteneğin... Bir de, herkes hakkını vermiyor bu kadar: 1,5 metrelik potadan düşüp belini inciteniniz yoktur bence :))
*Aslında ben sakar değilim, sadece kazaya yatkınım!
1 yorum:
ya ben de yaaa, hele kapı eşiklerinde ya sag ya sol omzumu carpmiyor muyum, deli oluyorum kendime. sevdicegim de şapşal diyo baaanaaaaa:P
Yorum Gönder