Gün 1Artık kendi paramı kazanıp 2 bin liralık arabama 5 bin liralık müzik sistemi taktırmamın vakti geldi. Bu yüzden sanal alemin en kral forumunda, kendi forumumda dolaştım. İnsanlar blok diye birşeyden bahsediyorlar; ne olduğunu öğrenmeliyim.
Gün 2Blok dedikleri şey meğersem bir siteymiş. Forum hesabı, istediğini yazıyormuşsun, alıntı filan yapabiliyormuşsun. Hatta reklam verip ayda beş-on bin lira götürebiliyormuşsun.
Gün 3Kullanılmamaktan pörsüyen beynim ilk defa iyi bir iş yaptı, hem de o sırada ne tuvaletteydim, ne de birinden kaçıyordum... Çok şaşırdım.
Ben de blog -blok değilmiş onun adı, öğrendim icabında- açıp para kazanacağım.
Gün 4Gerekli işlemleri yaptım, kendi adıma bir site aldım. Bildiğim en muhteşem esprileri yapmak için henüz Homo Sapiens olarak evrilememiş beynime işkenceler çektirdim, üç tane post dizdim birbirinden bomba.
Gün 5Siteme benden başka kimse girmemiş, yazıklar olsun... Bu yazıları Avrupa'da yazsaydım şimdiye efsane olurdum... Kahvedekiler de internetin ne olduğunu bilmezler ki.. Görünüşe göre sosyal çevremin bana hiç yardımı olmayacak bu işte...
Gün 6Bütün gün sitemdeki 'online okuyucu' sayacına bakarak burnumu karıştırdım. Bir ara kahveden haber yolladılar ne yapıyorum diye ama artık onlarla görüşemezdim, ne de olsa ben artık elit bir insanım, kültür level'ı yerlerde sürünen bu insanlarla konuşacak bir konum yok.
Gün 7Bu yaşıma gelene kadar öğrendiğim bütün bilgi birikimimi -okeyde en baba taş çalma taktikleri veya maç tüyoları dahil- kullanarak bir post daha yayınladım. Bu arada keşfettiğim blogları inceledim; çok sığ olmalarına rağmen epeyce tıklanıyorlar.
Gün 8Hala blogumu okuyan tek kişi benim.. Halbuki Google aramalarında görünmek için bir yazıda tam otuz iki defa Megan Foks yazmama rağmen.. Sanırım ben Türk halkı için fazla derinim, sularımda boğuluyorlar..
Gün 9Burun karıştırma konusunda yeni bir teknik geliştirdim.
Gün 10İlk yorumumu aldım, üstün edebiyatımı anlamayan bir insan imla ve noktalamayı nerede öğrendiğimi sordu. Ben de verdim coşkuyu, kimin blogunun okuduklarını anlamalılar canım!
Gün 11Bu gidişle reklamlardan hiç para kazanamayacağım.
Gün 12Futboldan anlasaydım bari onu yazardım.
Gün 13Çok kral bir blog bulmuşum ki, vay anam. Kesin çok tıklanıyordur, hiç de reklamı yok; tabii benim kadar zeki değil herkes.
Gün 14Bir blog daha buldum, yazdığım postta ondan aldığım bölümleri kullandım. Eminim benim kadar elit bir insanın ondan alıntı yapması çok hoşuna gitmiştir.
Gün 15Bu gün sitem epeyce tık aldı. İnsanlar önceki postların bana ait olduğuna inanamadılar.
Gün 16Geçmişimi yaktım. Bir blogdan daha alıntı yaptım.
Gün 17Biri bana akademik dürüstlük diye bir şey dedi, yeni çıkan bir küfür olmalı. Ebendir dedim kapattım.
Gün 18Bir post daha alıntıladım. Git gide bir okuyucu kitlesi kazanıyorum. Lavuğun biri bana çamur atmak maksatlı 'lünk ver ulan' dediyse de ona da bir güzel saydırdım. Meyve veren ağacı taşlarlar tabii.
Gün 19Bir blog keşfettim ki çok güzel yazılar var. Elimden geldiğince alıntıladım, bir hafta filan rahat ederim artık.
Gün 20İzleyicilerim artıyor. Bir sürü yorum geliyor ama hiçkimse yazdığım cevapalrı anlamıyor. Sanırım bundan sonra onlara cevap vererek vaktimi boşa harcamayacağım.
Gün 21Bu gidişle ay sonunda epey bir para kaldıracağım.
Gün 22Okurlarımdan biri bana çok zeki olduğumu söyledi. Bana yazıyor herhalde.
Gün 23Bugün banyo yaptım. Bütün gün sürdüğü için sitemle ilgilenecek vakit bulamadım.
Gün 24Kendimi fazla temiz hissettiğim için konsantre olup alıntılama yapamadım, gelen yorumlarla ilgilendim.
Gün 25Bir alıntılama daha yaptım. Sanırım örgü filan vardı üzerinde. Önce kendime 'Erkek adam örgü örer mi?' dedimse de sonra kadın okuyucuların ilgisini çekebileceğimi düşünüp rahatladım.
Gün 26Artık sınırlarımı genişletmeliyim. Tasarım bloglarından da alıntılama yaptım. Tabii ki kendi imzamı attım üzerine; blog sahibi kim bilir ne kadar sevindi..
Gün 27Blogumun adına 'kişisel blog, haber, hobi, dekorasyon, kadın, moda, bilgisayar, ekonomi, alışveriş, tiyatro, sinema, bilişim, spor' gibi ekler getirdim. Sanırım akla gelebilecek her kategoriye sahibim. Deli gibi tık alıyorum. -tık alıyor, kazmatör-
Gün 28Reklam paraları geldi. Bir gayret birkaç site daha yaptım, onlarca da alıntılama... Artık düşünüyorum, zekamın farkına varıyorum.. Bu alıntılama işinde epey iyiyim galiba..
Gün 29Alıntılama yaptığım bloggerlardan biri ondan alıntılama yaptığımın farkına varmış; gurur duyacağı yerde sinirlerniyor. İnsanoğlu ne kadar nankör...
Gün 30Artık soranlara kendimi 'yazar' diye tanıtıyorum.
Gün 31Bazı nankörler hâlâ başımı ağrıtıyorlar. Bir an düşündüm, o kadar çok blogdan alıntılama yapmıştım ki insanlar benim tarzsız olduğumu düşünebilirlerdi. Ben en iyisi birkaç blog seçip tüm yazılarını alıntılayayım..
Gün 32Birsürü tepki alıyorum, demek ki halkın dile getiremediği, bastırdığı duygularına tercümanım.
Gün 33Kahvedekiler bana hayran gözlerle bakıyorlar. Hatta bir çocuk gelip burnumu nasıl karıştırdığımı öğrenmek istedi. Daha sonra benimle balgam tükürme yarışı yaptılar, kazanmalarına izin verip centilmenlik yaptım.
Gün 34Alıntılama işi bana iyi geliyor. Kelime hazinem 90'dan 110'a çıktı.
Gün 35365 sayfa yazmışım, helal bana.. Deliler gibi alıntılama yapmaya devam ediyorum, bu gidişle arabamın ses sitemi en az 10 bin liralık olacak.. Plazma Tv de alıp komşulara hava atacağım.
Gün 36Birsürü insan beni kıskanıyor, alıntılamalarımı benim yaptığıma inanmıyor. Halbuki hepsini ellerimle yapıyorum, hatta bazılarını okumadan kopyalıyorum.. Sanat budur işte! Tek bir eksiğim var, o da link vermiyorum. Bilmediğimden değil, işime gelirse sülalesinin linkini veririm ama benim tarzım bu!
Gün 37Beni yerden yere vurmuşlar yine, ama bilmiyorlar ki utanmak ve alınmak onlara, homo sapienslere özgü... Boşuna uğraşıyorlar be anam babam..
Gün 38Artık bir cinsiyetim yok, çok farklı bloglardan alıntılama yaptığım için bir yerde 'kızım' bir yerde 'oğlum' diyor ailem bana..
Gün 39Bu gün hesabımdaki linke tıklamak yerine artistlik yapıp adresimi yazmak istedim ama bir türlü bloguma ulaşamadım. Sanırım adres yazamayacak kadar mankafayım.
Gün 40Alıntılama işine kendimi o kadar kaptırdım ki klavyeyi kullanamadığımı fark ettim. Adımı dahi yazamıyorum.. Bir dakika, benim adım neydi ki?
Gün 41O kadar çok üstüme gelindi ki kendimi savunmam gerektiğine karar verdim; sanatçıyım ben be!
Gün 42Buldum, buldum, buldum! RSS, RSS ve RSS! Seni seviyorum RSS!
Gün 43Alıntılarımı blog tanıtımı amacıyla yaptığımı söyledim. Yazıların sadece RSS kısmını veriyorum dedim, sıyrıldım işin içinden..
Evet dear okuyucu, bu çakma insanın daha nice nice günlerini anlatırdım burada ama malum sen de ben de meşgul insanlarız..
Farkındasındır sen de, teknolojinin her yere ulaşması, bilinçli veya bilinçsiz kullanılması ve kopyala-yapıştır alışkanlığıdır bizi buraya getiren.. Sürekli unutan bir toplumuz biz; geçmişi unuturuz, geleceği unuturuz, dün ne yediğimizi unuturuz, kaynak göstermeyi unuturuz, link vermeyi unuturuz...
Hatta msn şifresi kırmayı biliriz de web sayfalarına nasıl köprü ekleyeceğimizi bilmeyiz..
Ali'den duyduğumuzu gider Veli'ye ballandıra ballandıra anlatırız..
Özgünlüğümüzü koruduğumuz bir konu varsa o da illegal işlerdir, doğuştan gelen bir yeteneğimiz vardır onlar üzerine.
Biliyorsun ki The OÇ'ler pek çok, pek çok çoktur buralarda... Hani aramana bile gerek yok.. Sen sen ol okurum canım; bağır; çok çok bağır, doğru yerde bağır,
gece yatarken RSS'ni de açık bırakma...
Ces demiş ki...nöt: çalmak; bir enstruman çalmak gibilerden, 'suç yok ortada, suç yok!'