Böylece Badem Gözlü Olurum

-Seni anlıyorum Joanna; hayatının en zor 3 yılına dair bir fikrim var!
-Ah, ne kadar anlayış-ühhü-lısınız... P-peki hangi yıllar onlar?
-Ah, ortaokul yılları, ergen böcüğüm benim!

Amerikan kültürüne dair bööörk bir alıntıyla başladığıma göre konuyu az çok tahmin edebiliyorsundur dear okur, her zamankinden daha çok beynini didikleyeceğim; okumamakta serbestsin...
...

Son birkaç gündür her halta ağlıyorum, ömrüm boyunca döktüğüm gözyaşı rekorunu toplayıp ikiye katladım sanıyorum.. Hatta zorlasam ağlama dalında Nobel neyin alabilirim.

Marley & Me'nin sonunda ağladım, kolumu duvara çarptım ağladım, uykum geldi ama ödevim bitmediği için ağladım, tırnağımı derinden kesmişim ona ağladım, gözlüğümü kırdım ağladım, Dedektif Kurukafa - Suratsızlar'ın sonunda ağladım -bence de oha-, hapşurduktan sonra burnum aktı ağladım, yazılıdan 100 alınca mutluluktan ağladım, tavuklu pilavı görünce ağladım -bunu neden yaptığıma dair bir fikrim yok-, yanlışlıkla yarı sahadan basket attım ağladım, okuduğum kitabı bitirdiğim için ağladım, neredeyese 14 yaşında olacağım için ağladım, legolarımı bulamadığım için ağladım, geri zekalı Cyber Shot makinemle fotoğraf çekemediğim için ağladım ve en son niye her haltı bahane edip ağladığım için ağladım.

Vay be, drama kraliçesi dediğin böyle olur :))

Sonra da buzdolabını açınca yumurta rafına gözüm takıldı. Bütün yumurtaların sivri uçları yukarı bakıyordu, bir tanesinin yuvarlak ucu yukarı bakıyordu; anıra anıra güldüm.

Sanırım yine film kopma anlarından birini yaşıyorum, on bin bakımım filan gelmiş de olabilir. Ama sorun şu ki bir daha ağlarsam gözlerim çıkacak, yerine badem yerleştireceğim..
Bu riski göze alamam Watson, Bridget Jones'un günlüklerini bir oturuşta nihayet bitirecek kıvama gelmiş olabilirim.


Bu arada çevreye verdiğim zararlardan -vazoyu gümletmek, avizeye top atıp zedelemek, televizyon kumandasını bozmak, çikolata stoklarımızı tüketmek, gürültü yapmak, herzamankinden daha fazla konuşmak vb.- dolayı özür dilerim.

Hiç yorum yok: