Nefret Nefret Nefret


Öğrenci olmaktan nefret ediyorum.


Ödev yapmaktan nefret ediyorum.


Matematikten nefret ediyorum.


Sabahları erkenden kalkmaktan nefret ediyorum.


İnternette gezinirken boynumun tutulmasında nefret ediyorum.


Tatilimi aptal ödevleri yapmakla heba etmekten de nefret ediyorum.


Tahtada problem çözerken tebeşiri ve hatta tırnağımı kırmaktan nefret ediyorum.


Odamı toplamaya çalışıp test çözme bahanesiyle yeniden dağıtmaktan, bunu fark edip de hayal kırıklığına uğramaktan nefret ediyorum.


Beden eğitiminin olduğu günler yağmur yağmasından nefret ediyorum.


Yanlış anlaşılmaktan nefret ötesi nefret ediyorum.


Bilgisayarımdaki belgeleri karıştırıp da Pink Floyd klasöründen film bulmaktan da nefret ediyorum.


Düşen kalemi almak için masanın altına eğilip kalkarken kafamı masaya vurmaktan nefret ediyorum.


Biyoloji sorularına her öğretmenin farklı bir cevap vermesinden nefret ediyorum.


Bir kelimenin İngilizcesini hatırlayıp Tükçesini hatırlayamamaktan iğreniyorum, nefret ediyorum.


Çoraplarımın eşini bulamamaktan nefret ediyorum.


Şiir yazdığını sanıp saçmalayanlardan, bu ucubik şiirleri Türkçe ders kitabına koyanlardan ve özellikle bu şiirlerle ilgili muhteşem etkinlikler hazırlayanlardan nefret ediyorum.


Gözlük camlarımın parmak izleriyle dolmasından nefret ediyorum.


Cebimde bozuk para taşımaktan ve o paraların şıngırtısından nefret ediyorum.


Ödünç verdiğim kitapların geri gelmemesinden, gelip de okunamayacak bir forma bürünmüş olmasından nefret ediyorum.


Matematikten bir daha nefret ediyorum.


İzleyeceğim filmin konusunu anlatma ayağına baştan sona her detayını -esas oğlanın esas kızı ilk öptüğü kafenin manzarası, esas kızın kankasının baloda giydiği elbisenin rengi, esas oğlanın tuttuğu futbol takımı...- anlatıp 'İyi seyirler.' diyen zihniyetten nefret ediyorum.


Odamın duvarına astığım posterlerin yerinin değişmesinden veya düşmesinden nefret ediyorum. -ben onları özel bir teknikle sıralayıp yerleştiriyorum :P bu tekniğe göre şu anda oturduğum yerden bütün yönetmen ve oyuncuları, test çözerken oturduğum yerden cici cici üniversite ve liseleri, yatağımdan -müzik dinlediğim yer :))- bütün müzik gruplarını görebiliyorum. duvarları akılcı kullandım :Pp-


Yazının en can alıcı yerinde laptopun şarjının bitmesinden nefret ediyorum.


Hatta bataryası olan herhangi bir şeyin şajının bitmesinden nefret ediyorum.


El yazısı yazmaya çalışıp da karaladıklarımı okumak için gözlerimin pörtlemesinden, Tükçecinin zorla elyazısı yazdırmasından nefret ediyorum.


Elyazımın kötü olmasından nefret ediyorum. -yazdıkları okunan ve göze hoş görünen insanları nasıl kıskanıyorum anlatamam. yıllardır düzgün bir elyazısına sahip olamamanın handikapı.-


Üşümekten nefret ediyorum.


Suçlu olmadığım halde suçluymuş gibi görünmem için elinden geleni yapan eşek şansımdan ve çok konuştuğum için öğretmenlerden yediğim zılgıtlardan nefret ediyorum.


Okula formayla gitmekten nefret ediyorum, yaşasın serbest kıyafet özgürlüğü!


Sabahın köründe en aptal halimle kilotlu çorap gitmeye çalışıp da tırnağımla boydan boya yırtmaktan nefffret ediyorum.


Filmlerin altyazılarının kötü olmasından nefret ediyorum.


Muhteşem bir kitabı fevkalade rezil çeviren çevirmenlerden nefret ediyorum.


---çok önemli spoiler, Jane Eyre'ı okumadıysan bu maddeyi de okuma---

---cidden bak, insanın tüm hevesi kaçıyor---

---bu son uyarım---

Jane Eyre'ın arka kapağına evin içindeki seslerin sebebinin Bay Rochester'ın eski karısı olduğunu yazan akıllıdan, ona onay veren editörden nefret edecektim az daha. Kitaptan soğudum. Ama okudum. Hala kızgınım, her an o iki muhteşem insandan nefret edebilirim.

---spoiler bitti---

---ben seni uyarmıştım mealli anne bakışını yaptım---

---hadi diğer maddeye geçelim---


Denemelerin orta yerinde öksürük krizine girip bütün milletin dikkatini dağıtmaktan nefret ediyorum.


Hapşırdıktan sonra resmen dağıldığım, gözlerim sulandığı, sesim tizleştiği, ellerim titrediği, saçım uçuştuğu için hapşırmaktan nefret ediyorum.


Ödevlerden çok nefret ediyorum.


Ama matematikten daha çok nefret ediyorum. -Cebir ve denklem hariç tabii, onlar matematik olamayacak kadar şeker-


Demokratik geçinip de cami minarelerinin yasaklanması için referanduma giden, utanmadan insan haklarını savunan sayın İsviçre'yi esefle kınıyor ve nefretime layık buluyorum. Peynirlerini sevdiğimi de en gereksiz dip not olarak yazıyorum.


Sonra bir de bu kadar çok şeyden nefret ettiğim için kendimden de nefret ediyorum.



Evet, bayram telaşından, ödev koşuşturmacasından, uyku düzeni bozukluğundan ve iflah olmaz üşengeçliğimden özledim sizi dear okurlarım canlarım, artık susayım diyorum, başınız ağrımasın.


4 yorum:

Zombi dedi ki...

nefret etmekten nefret ediyorum :@

Geveze dedi ki...

evet evet, ben deee :))

ciyad dedi ki...

Gülmekten nefret ediyorum.

yine mükemmel bi post tebrikler.
ama tebrik etmekten de nefret ediyorum.

Geveze dedi ki...

eheh, şirinlerden nefret ediyorum, nefret nefret nefreeet :Pp

teşekkür ederim :))