Düğünememe

Gözlerim kıpkırmızı, hatta nemli... Ama ağladığımdan değil, hatta kendimi buzdolabının köşesindeki şeftali gibi hissetmem de; hepsi grip yüzünden...

Tutankamon'un laneti gibi bir gribim var ki düşman başına...
Neysem, okurum canım; sadede gelirsek zorla düğüne götürülüyorum teeeee İzmir'e... Mutsuzum umutsuzum... Robin Hood neyim gelse de kurtulsam diye bakınıyorum ama yok. Geveze başının çaresine bakacak...

Öncelikle düğünlerden nefret ederim, çünkü gösterişten de nefret ederim... Canım cananım ülkeme oranlarsak her yüz düğünden altmışı gösteriş amaçlı. Evlilik bir nev'i sonsuzluk sözleşmesi, taktın mı o altın kelepçeleri, finito. Bir insanın buna cesaret edebilmesini takdir ediyorum, ama;
'Hacı ben evleniyorum, ahanda nal gibi alyansım; İzmir'in en pahalı düğün salonunu da kiraladım, gelinlik 3500 lira, damatlık 2000 lira, yemeklerin hepsi de 4000 lira tutuyor, anla işte, o kadar zenginim! Hele orkestram, oy anam oy; Cumhuriyet Senfoni Orkestrası gibi bir şey!'
demen beni öldürüyor...

Hele ki Ozan Demet Akalın 'Toz Pembe' isimli yöresel Türkümüzü seslendirirken kendini sahneye atıp da şıkıdım şıkıdım göbek atman, parmak şıklatman, 'Estteeeğğğğ!' diye kendinden geçmen için 'komik' diyorum...

Evet, bir düğünde eğlenebilmek için o düğüne servet yatırılması ya da o yazın hit disko şarkılarının çalınması gerekmiyor, illa geline beşi-bir-yerde takılması gerekmiyor...
Yani en azından benim eğlendiğim düğünlerde bu 'diplomtik ilişkiler'in hiçbiri yoktu...


Bu arada hâlâ beni okuyanınız var mı merak ettim, sanki sesim öööle bir yankılandı geri döndü...

2 yorum:

BusRaKiz dedi ki...

Ben okuyorum seni Geveze!:D
Düğüne tee İzmir'e gidiomuşsun hazır İzmir'e gitmişsin bizede uğrayıver anacım :D:D

Geveze dedi ki...

büşrraam, sağ ol var ol :))

siz nerdesiniz kuzum? ;))