Hey Tiçır, Buralara Buralara Yaz Günü Smoke on the Water!

Bugün burada bulunuş gayem, size gıda zehirlenmesinden ölmüş bir ruhun ibretlik efsanesini anlatmaktan başka bir şey değildir..
-dumanları şeedersek burada.-
O ruh ki sizi uyarmak için bugün bloguna dönmüştür.
-dıpıtıstıs. duman lütfen!-
Zamanın ve diyarın birinde -ki merak edenler için son dört gün, izmir- kendini dünyanın en sabırlı insanı zanneden zavallı Geveze'cik görünen o ki yanılıyormuş. Alkışlarla Yaşıyorum'da dolanan bütün o korkunç Çinli -ya da Japon ya da Koreli, herkimse onların- videolarını sonuna kadar izlemek ve manyak arkadaşlara sahip olmak yeterince sınayıcı değilmiş..

Asıl sınayıcı olan, dostlarım, zavallı Geveze'nin son dört gündür yaşadığı kabusmuş..
Birinin ahını almış olduğundan şiddetle şüphelendiğimiz kahramanımız çarşamba gününü odasında, kendi kendine eğlenerek -'bakalım en fazla kaç bölüm himym izleyebiliyorum arka arkaya? ahihohoh, çok eğlenicem. löl.'- geçiredursun, yaklaşık 2,5 metra kadar üstünde bir başka ruh, varlık, sabır sınayıcı, kısaca Üst Kat, eline bir gitar almış. -'asuahasasuhahah ben şimdi eğlendiricem seni. iiiiiiiiiiiihahasuasahaha.'-

Güzide rock eserimiz, kültür mozaiğimizin bir parçası, eline gitar alan her 'akdeniiğz akşamları' insan evladının la minörden sonra çalmaya çalışacağı Smoke on the Water'ın ilk birkaç akorunu çalmaya çalışan Üst Kat, fena hâlde başarısız olmuş. Ama yılmaya niyeti yokmuş, azimle yeniden denemiş. Yeniden. Yeniden. Yeniden.

Dıp dıp dııııııp dıpdıpdırııı dıp dıp dııııııp dıııı rıııı şeklinde kodlayabileceğimiz -evet gitar çalamıyorum!!!1!- bölümün 'dıp dıp' kısmını çalıp da 'dııııııp' kısmına ulaşamamadaki kararlılığı hayret vericiymiş.

---CANLANDIRMA---
"Dıp dıp dıı.. Hay allah nereye basıyoduk şimdi? Dıp dıp dııı.. Ay yine kaçırdım. Dur bakayım, dıp dıp dııııııptstsf. Tam da olmuştu yahu.. Dıp dıp dıp dıp dıbı dıbı dıp. Solo atabiliyorum aslında ben. Dıdıtıdı dıp dıp dııııp dıtıdı. Böyle de güzel aslında he. Deep Purple olucak insanmışım beaa! Dirırıröraradııııııııı. Vays, yetenek on the floor.. Dıpdıbı. Dıp dıp dıııt. Dıt. Dıt. DIT. Dıt. Bi' şe' oldu gitara. Ohannesburgerking, bi' şe' oldu gitara!!"
---CANLANDIRMA---

Üst Kat denemiş, çok denemiş şarkıyı düzgünce çalmayı. Birkaç saat denemiş. Hatta yüksek sesle denemiş. Denemiş yani. Sonra ne olduysa sesler kesilmiş. Geveze sabırlı insan, hoşgörülü komşu olduğu için bir yerden sonra takip etmeyi bırakmış çünkü. Zaten vakit de gündüzmüş, ne isterse yaparmış Üst Kat. Hohoy, geniş insanmış Geveze.

Derken aynı akşam aynı üst kat aynı gitarı aynı eline almış. -sanki 'aynı kelimesini yeni öğrenmişim de cümle içinde kullanırken çok heyecanlanmışım gibi oldu değil mi?- Fekat şaşırtıcı bir ilerleme gösterip dırıı kısmına kadar gelmiş...

---CANLANDIRMA---
"Hadi bakalım, olucak bu sefer. Elime kuvvet, hadi bakalım. Başlıyorum, başlıyorum. Evet. Dıp dıp dııııııp dıpdıp.. Eee, şimdi nooluyodu? Dıp dıp dııııııp dıpdıp... Dıp dıp dııııııp dıp... Hay aksi.. Dıp dıp dııııııp dıpdıp dııp dııp dııp. Böyle değildi sanki?"
---CANLANDIRMA---

Kahramanımız o akşam için tahammül sınırlarına geldiğinden elinde kitaplarıyla odasını terk etmiş. Ertesi akşam Üst Kat yine eline gitarını almış. Bir üstteki ---CANLANDIRMA--- kısmını tekrar ve tekrar yaşamışlar. Ama Geveze pek takılmamış, yanında pek sevgili misafiriyle internette çok eğlenmiş çünkü.

Sonraki zavallı akşam Üst Kat bir cover yapma kararı almış. Geveze de elinde kocaman bir bardak Fanta'sıyla minderine kurulmuş. Her 'dııııııııp' sesinde bir yudum içmek suretiyle koca bir şişenin dibini bulmuş. -şişe yarımdı ama olsun, midemde delikler var artık.-

Ve nihayet bu sabah, o kırılası gitar yeniden ortaya çıkmış. Smoke on the Water ile başlayan sınama süreci ne idüğü belirsiz bir şarkıyla devam etmiş. Ne yazık ki sabırlı insan Geveze, agresif insan Geveze'nin kulakları tarafından hunharca boğulmuş.

Kahramanımız neredeyse beline kadar gelen devasa amplifikatörleri bilgisayarına bağlamış ve sevgili Üst Kat'ı Deep Purple'la tanıştırmış. Peki işe yaramış mı? HAYIR.


Evet dear okur, Üst Kat hâlâ gitar çaldığını sanıyor. Artık duvarlara kafa atma evresine geldim. İşin fenası annem elinde buhar zımbırtısıyla temizlik yapıyor ve ben odama hapsolmuş durumdayım. Ola ki gelecek bir hafta içinde benden haber alamazsanız bilin ki pencereden atlayıp İzlanda'ya kaçtım..


Başlık ne öyle?

Serdar Ortaç - Another Brick in The Wall | alkislarlayasiyorum.com




Smoke on the Water kim? Deep Purple ne?



2 yorum:

Uykucu dedi ki...

sana bol sabırlar diliyorum :) bizim üst katımızdan da sürekli patır patır koşan birinin ayak sesleri geliyor. bu bile bazen insanı rahatsız edebiliyor. düşünüyorum da senin karşılaştığın durum daha zor :D

Geveze dedi ki...

teşekkür ederim :)) hâlâ devam ediyor biliyor musun, gidip o gitarı üst kat'ın boğazından içeri sokmak istiyorum :)) ama ben sabırlı komşuyum, geniş komşuyum; tutuyorum kendimi :))

o paldır küldür haller de rahatsız edici yahu :)) hepimize bol sabır :D