Geveze Artık Tutarsız, Aynı Senin Gibi Büyük İnsan

Yeter artık dear okur, nedir benim bu 'büyük'lerden çektiğim ya..

Önce gaza getirirler, kişisel geliştirirler; kendine güven, şunu yap, bunu yap, hakkını savun, kararının arkasında dur, hedeflerin için savaş..
Sonra kendini LeBron James sanarsın, burnunun rakımı Everest'e rakip olur, pohpohlana pohpohlana bir hal olursun derken senin hedefin 'büyük'lerin birinin başını ağrıtmaya başlar.

Tam da o noktada kurallara zilyarlarca istisnai durum eklenir,
'Şöyle olursa böyle, böyle olursa da böyle. Onu öyle yapamazsın çünkü o da şöyle... Dırdırdır, vırvırvır... Bundan dolayı da onu aldığın yere koy. Git başka hedefler bul.'
'Kararlarının arkasında dur dedik ama bu bir karar değil emrivaki. Al oku bu Emile Zola kitabını, özetle de gel.'
'Hayır hayır, bu kadar inatçı olmamalısın; hayata ayak uydur, kıvrıl ama kırılma.. O yeee.'
'Geniş ol dostum, bu kadar stres yapma!'
'Heey, vatz aaap!'
'Gel sennen bi marijuhana tütdürellim.' -bu iptal, bu iptal; silin bunu, bu yoktu. Ankara çık aradan!-


Karakter kodlamasına gelince Obama, uygulamaya gelince sümüklü velet oluyoruz; işin ilginç tarafı 'büyük'ler bizden daha güzel burun çekip salya akıtıyor.
Gün olup devran dönünce aynı şeyi biz yapıyoruz 'istisnai durumlar' rasyonalizminde, sonra da tutarsız, karaktersiz, çelişkili oluyoruz.


Resmen 'Söylediklerimi yap, yaptıklarımı değil!' aforizmasına dönüş çağındayız, gitti rönesans filan.
Açıklayın bana dear okur, sosyal terör değil de nedir bu; önce gaza getir sonra da iğneyle patlat! İşine gelmeyince çocuk muamelesi, senin yapamadıklarını yaptırmak isteyince de 'birey'.

Jigsaw the Killer olmuş büyükler ilan ediyorum onları, paşa gönlüme ve keyfimin kâhyasına danışarak...
Bundan sonra 'Ne bu çelişki Geveze, bize vaaz verip kendin üç çuval ceviz kırıyorsun!' diyenlere bkz. vereceğim,

"Burdan ilk sola dön, kavşaktan dümdüz git, ikinci sağ, sonra sol. Gir o depoya, hah. Elinde testere olan adama bear hug yap. Beyaz ışığı görünceye kadar bırakma yakasını, orada anlatırlar sana ne demek istediğimi. Söyleyeceklerim bu kadar, ben sizin bacınızım."

2 yorum:

Uykucu dedi ki...

Önce gaza getirirler, kişisel geliştirirler; kendine güven, şunu yap, bunu yap, hakkını savun, kararının arkasında dur, hedeflerin için savaş..
Sonra kendini LeBron James sanarsın, burnunun rakımı Everest'e rakip olur, pohpohlana pohpohlana bir hal olursun derken senin hedefin 'büyük'lerin birinin başını ağrıtmaya başlar.

Bu paragraf, her şeyi kısa bir şekilde anlatıyor zaten. Bu yazıyı yazdığın için çok teşekkürler, umarım yazı 'büyük' insanlara da ulaşmıştır ki ne yaptıklarını anlasınlar. Artık izleyicinim Geveze :)

Geveze dedi ki...

sevgili izleyicim uykucu, umarım ulaşmıştır. umarım, bir an düşünmüşlerdir biz ne yapıyoruz, diye. bir değil iki değil onlarca nesil çarkların arasında patates püresi oluyor.

bu arada utandım, teşekkür ederim :)