Desperado (1995)






Rodriguez'i severim. Ama ilginç adamdır kendisi. Düşük bütçeyle, zorlu koşullarda serinin ilk filmi 'El Mariachi'yi çeker ve çok da nefis olur. Sonra sponsor neyin bulur ortaya Desperado çıkar.

Şöyle bir düşününce El Mariachi Desperado'yu döver. Ama Antonio Banderas, Salma Hayek ve muhteşem ötesi müzikler neyse ki kurtarıyor :))

Konusuna gelirsek; Antonio, El Mariachi rolünde ilk filmde öldürülen sevgilisinin intikamını almak için barlarda fellik fellik Bucho'yu arar. Gitar kutusunda sakladığı bin bir çeşit silahla bütün bar ahalisini süzgece çevirmektedir. Tabii Bucho'nun fedaileri de boş durmayıp Desperado'yu aramaktadır. Bu arada Desperado da Salma Hayek'in oynadığı Carolina ile tanışır.



Film IMDb'den 7.0 almış. Aslında güzel filmdi. Yani hayatınızın değişmesini umarak izlerseniz fiyasko tabii ama ben eğlendim. Çizgiroman okuyor gibi hissettim hatta.

Yalnız bu filme İspanyolca'yı yakıştırmıştım. Orijinal dili İngilizce olmalı tabii, ne de olsa işin içine Hollywood giriyor. Hıh. -ayıp sana Hollywood-

Boş zaman değerlendirmek, güzel ekşın sahneleri görmek ve güzel müzikler dinlemek için izlenilesi. Benden 8 alır. Antonio değil canııım, film :)) Ama kabul edelim, gitar elina çok yakışmış. Hele main theme çalarken barda adamın kafasına gitarın sapını geçiriyor ya. Ühhhüv.

İlk film El Mariachi, üçüncü film de Once Upon a Time in Mexico. Üçüncü film pek bir ticari göründü gözüme, ama Johnny Depp için izleyeceğim galiba.


Bu arada Desperado deyince benim aklıma gitar, silah, Meksika ve Eagles gelir. :)

Eagles - Desperado

4 yorum:

absalom dedi ki...

günaydınnnnn :))
geveze benim aklıma da salma hayek gelir.
ah ahhhh.

ben de hayeke 9 veriyorum o zaman.

:))

Geveze dedi ki...

sana da günaydın absalom :))

e ama akla gelmeyecek gibi de değil hani, haklısın absalom :)) hele bir de alevlerden kaçışları vardı filmde, ben antonio'ya konsantre olmuşum ama salma hayek de çok karizmaydı yani: 'amaan evim yanmış bana ne. hüh.' :))

frambuazlı ruh pastasıyım dedi ki...

hehehe evet genckene "C" ile hayalimiz; gitarinin sapini bize asilan adamin kafasina gecirecek en delikanlisinden yakisikli ama uzun boylu(antonio abi, azcık pigme ya) beyaz atli prensimizi bulmakti.

adi ustunde iste film. gercek hayatta ise bana bir panda nasip oldu.
"C"'ye entellektuel okuz. yapacak bisi yok. ah ahh, hey gidi genclik heeeey:)))

Geveze dedi ki...

antonio abi hakikaten azcık ufak ama benim de selvi boylu olduğum maalesef söylenemez tobicim :)) hatta bildiğin bodurum. gerçi antoniocum yaşlandı gibi biraz ama :P

beyaz atlı prensimin alışılmışın dışında olmasına şaşırmayacağım ama merak ettim doğrusu kendisini :))