geç kalmış edit vesaire

Merhabalar davşan okurum. İzlanda'nın yine birinci olamadığı bir örovizyon sabahı iyisindir umarım. -ben mesela hiç iyi değilim. gelecek birkaç gün içinde en sevdiğim derslerin sınavlarını olacağım. oley. yaşasın. heyo. ahey ahey aheeey.-

Yine bi arkadaşa bakıp çıkacak bir yazı yazma amacıma gelirsek, geçenlerde ballandıra ballandıra anlattığım Betül Mardin maceramda -linki koyacağım yeri şaşırmam bence o kadar da belirgin değil.- inanılmaz bug varmış ki. Pek sevdiğim, canımdan bir can The Eski Mezun, aslında eski mezun değil de okul aile birliği veliymiş. -sevincimi gizleyemiyorum fakat.-

Bug'ın keşfi için, Betül Mardin'in okulum BAL'a gelmesini sağladığı için ve okurum olduğu için -nepçim kibir yaptım öyle.- Serhat Ağabey'e devasa teşekkürler. Devasadan da büyük teşekkürler.
Şaşkınlığımdan ve maillerime on yılda bir bakmamdan dolayı da özürler.


Son olarak, içimdeki Oblomovu söküp atabilmirem.
alt metin: yeni yazıdır yeni temadır zor be anne, zor.

Sağlıcakla kalın gönül dostları, ağlama İzlanda.

Chitty Chitty Bang Bang



All engines talk!


Ha bunun kadar stres alan bir şarkı yok dünyada. Dün bütün günümü koridorda bağırmak suretiyle Chitty Chitty Bang Bang icra ederek geçirdim. Böylece güzide okulumun güzide onuncu sınıfları da zeka düzeyim hakkında yorum yapma fırsatı yakaladılar, ay keratalar, ay şirin şeyler. Yerim.

Burada sözlerini bulabilir, ezberleyebilir, iyi bir çocuk olursanız Geveze'nin Gezici Kabaresi'ne katılabilirsiniz.

Oh Chitty You Chitty
Pretty Chitty Bang Bang
Chitty Chitty Bang Bang
We love you.
And Chitty, in Chitty
Pretty Chitty Bang Bang
Chitty Chitty Bang Bang what we'll do.


p.s.: yine yazı yazar gibi yapıp kaçtım fakat. yeni tema yapıyorum az bekleyin, sonra çokoş sürprizlerim olucek. meh meh meh.

Bugün Kime Sarıldım

   Okulum BAL'ım Ayran Günü haftasını festivalimsi bir şeye dönüştürme sancısında şu sıra. Koronun konserleri olsun, dandikliğini alegorik olduğunu iddiaa etmek suretiyle kamufle etmeye çalıştıkları tiyatro gösterisi olsun, 'Profesör geldiiiğğğ.' diye uğruna beni heyecanlara gark ettikleri ve sonradan geometri profesörü olduğu ortaya çıkan adam olsun pek faaliz şu sıra. -tam bir terbiyesizlik. oysa ki nasıl sevinmiştim, nasıl heyecanlanmıştım, ne hayaller kurmuştum. dilbilim profesörü olduğuna inandırmıştım filan kendimi. sonra salona girdik, aristo filan dedi, hee dedim ALLAAAAAAAH dedim, felsefe profesörü. sonra pisagor geldi, bi kımıldandım. sonra.. sonra geometri profesörü çıktı.. mütemadiyen ağlıyorum. fd seni seviyorum.-

   Bugün de Betûl Mardin geldi BAL'cığıma. Sırf konuşmasını dinleyebilmek adına Bay Yürüyen Ego'yla tartışıp dersinden çıktım, sonra bir baktım bütün sınıf arkamdan geliyor. Ta daa. -öyle popi insan da değilim hani ama içimde bir yerde çok pis bir retorik cevheri var. az zorlasam müdürü deviririm, öyle diyeyim dear okurum. hükumetler korksun benden. vendetta gibiyim adeta. bu arada da sözlü notumu 25 filan yaptım diye düşünüyorum bu hamleyle. asiliğin bedeli işte naapcaksın. şurda ne yazıyosa o. huzur, her şeyin başı huzur. bir de sağlık, sağlıkla huzur olmazsa vallahi karun olsan kaç yazar şükrancığım.-

  Söylemeliyim ki Betûl Mardin muhteşemliğin 85 yaşındaki hali. Sahneye çıkar çıkmaz koltuk değneğini bırakıp konuşması boyunca periyodik olarak 16 yaşımdan utanmama sebep bir enerjiyle oradan oraya seyahat etti durdu. Hayatından bahsetti biraz, ki bundan koskoca bir yazı çıkacağı için burada harcamıyorum. Sonr ahalkla ilişkiler hakkında zaten bildiğim şeyleri anlattı, ama öyle şirin anlattı ki :O şeklinde dinledim. -hatta bir önümde oturan ve saçlarını ağzıma sokmakta kararlı kızı azarladım tam bir nine gibi çık çık'layarak.-
  Soru sorma faslında eski mezunlardan biri mikrofonu içine sokmak suretiyle densizliğin doruklarına vardı. Betûlcüğüm lise mezunu oluşundan bahsettikten sonra The Eski BAL Mezunu inanılmaz bir atarla ve kahvehane üslubuyla 'Ben fakülte mezunuyum, bu işin okulunu okudum.' diyerek lafa girdi, bana da inmeler indi. İnsanlar nasıl bu kadar densiz oluyorlar cidden anlayamıyorum. The Eski Mezun, ben 'Elinden mikrofonu alııııığnhhh!' diye hönkürmeden önce epey de konuştu, epey de pot kırdı. Bir de bağırarak ve sinirle konuşuyor ki anlatamam:
"Ayakkabı satıyorum ben, fabrikağm var. Gözlemliyorum gençlerde bir marka manyaklığı var, hep bu küreseğl markalarığn imağjından kaynaklı bunnar. Ülkemizde üretiliyoğrlar, Edirne'den çıkıp marka damgasını yiyorlar, geri girdiklerinde de fiyatları kaç katına çıkıyoğr. Bunları bir yaz çıraklığa verse anneleri babaları, böyle olmazlar. Marka mağnyaklarığ. Fakültesinde okudum bu işin, gençlerin hep beyni yıkanıyğr reklamlarlağ, halkla ilişkilerleğ." -bu arada kalp krizi geçirdiğim için dinleyemedim.-
"İzmirliyim beğn, buralıyım beğn!!!!!1! *bağırmak, çok ama çok bağırmak*"

  Her türlü yorumdan önce, MARKA LOGOLARI ÜRETİMDE BASILIR, ürünler embesil gibi ülke dışına taşınmaz sırf bu işlem için. Oh, içim soğudu şu an.
  Evet, ne diyorduk? Hah, kadıncağız orada neler anlattı, hiçbirini mi dinlemedin be adam?
Ben orada soru sormak için ağzımı açmaya çekindim, sen Betûl Mardin gibi bir insanın yanında anlamadığın pazarlama ve halka ilişkiler konusunda ahkam kesmeye hiç mi çekinmedin?

  Herneyse, bunu anlatmayacaktım konu dağıldı. Söyleşi bittikten sonra salonda kalıp kendimi kulise attım ehe ehe ehe. Sonra müdür yardımcısına çekine çekine 'Hocaam bi merhaba desem olur muu *paçalardan şirinlik akması* lütfeeeeğn.' dedim, meğerse adam beni bekliyormuş. Sırtımı pıtpıtlayıp 'Run Forest, run!' dedi.
  VE BETÛL MARDİN BANA SARILDI OKUUUUUR, BAYAA ELİMİ SIKTI VE BANA SARILDI. HATTA İNANMAYACAKSIN, YANAKLARIMDAN ÖPTÜ.
  Pis korumalar hadilemeden önce muhabbet bile ettik, İstanbul'a yolum düşerse bir gün ehe ehe ehe. -burada hava atıyorum deliler gibi.-


   Velhasıl kelam, BUGÜN BETÛL MARDİN'E SARILDIM BEN YA. -el vermiş sayılır mı bana? bence artık sırtım yere gelmez-


editlerin en editi: The Eski Mezun aslında The Okul Aile Birliği velisiymiş. ben de kocaman şaşkınmışım.
http://gevezenindunyasi.blogspot.com/2012/05/gec-kalms-edit-vesaire.html

Matematik Yazılısından Önemli 100 Şey

Yazıya başlamadan önce içimde kalan bir haykırışı paylaşmam gerekli dear okurum: TEOMAN 2.0, BİZIMLA DEYILSIN. CEM TALU İN DI GQ, SEN NAAPTIN ABİ YAA?! -oh rahatladım. artık konumuza girebiliriz.-

Efendiim, geçen hafta perşembe günü matematik yazılım vardı. Ama ertelememin namümkün olduğu çok süpersonik programımdan dolayı yazılıya teşrif edemedim pek tabii. -ah ne gam!- -bu arada çok süpersonik programım hakikaten çok süpersonik. bir ara ballandıra ballandıra anlatmayı planlıyorum, hatta kalın.-
Yokluğuma çok alınan, çok darılan matematik öğretmenciğim atarlara gelmiş, bir sinirlenmiş bir sinirlenmiş, sineklere irtifa kaybettiren desibellere çıkmış. Huhuvv, hakkımda neler neler demiş. -biliyorsunuz magazin televizyonculuğu kurallarına göre bana sosyal medyadan cevap hakkı doğuyor bu şartlar altında.-

Müsaadenizle bir haykırış bir cevap hakkı düzeniyle gidelim istiyorum. Hadbakalım. Bissss.

"HEP BÖYLE YAPIYORSUNUZ, ÇALIŞMAYIP ÇALIŞMAYIP RAPOR ALIYORSUNUZ!!!!1!!!"
Öncelikle, tam 2 gün boyunca ağlayarak trigonometri çalıştım. Kalbimle ağladım, aklımla çalıştım. -ohoy, alüzyonu da yaptık son sürat devam edelim.- Her ne kadar 50'nin üstünde alamayacak olsam da, emeğe saygı +rep lütfen. Oturup çalıştım oluuuum!!!
Ve altını çizerek, antiparantez belirtmek istiyorum ki arkadaşlar; daha önce hiçbir matematik yazılısnı rapor almak suretiyle kaçırmadım, bilen bilir! -ufff iyice çirkinleştim farkında mısınız? tam bir ne-iş-yaptığı-bilinmeyen-ama-hernasılsa-meşhur-kişi oldum. yayks.-

"BENİM İŞİM GÜCÜM YOK ELLİ KERE YAZILI MI HAZIRLAYACAĞIM!!!!1!"
Canım canım canım. Titrini bir hatırlayalım mı öncelikle, matematik öğretmeni. İş tanımında gerekirse 50 defa yazılı hazırlamak var, bunu biliyorsun değil mi averaj üniversitenin averaj bölümünden mezun olmuş minik kuşum? Ah yerim yerim yerim. -merhaba ben twitter fenomeni. sever gibi yapıp laf sokarım, samimiyetsizliğin dibine vurmak en büyük hobim. ayrıca doktorum, elimde çok gizli belgeler var açıklarsam hepinizi yakarım. işin mutfağından çıktım.-

"GÖRÜŞÜCEZ AMA ONUNLA, ÇOK GÜZEL SORULAR HAZIRLAYACAĞIM ONA!!!!!!1!!"
Bir defa beni tehdit edemezsiniz, dava ediciiim sizi!!! Avukatımla konuşun, benimle değil!!!
Ayrıca bu piyasa hep böyle, herkes birbirinin ayağını kaydırmaya çalışıyor işte. Podyumda omuz atanlar, posterini billborad'dan indirtenler, yapımcıyı doldurup çekimleri iptal ettirenler. Ah hepsi böyle. Şöhret zehirli bal. Zor yani, çok zor. -duayen sanatçı oldum şu an. saksı değilim neticede, atarımı da yaparım, derdimi de yanarım. heheyyy.- -ayrıca hakikaten zor hazırlar mı ki? offf çok mu zor olur ki? hayır ne kadar zor olur ki?-

"MATEMATİK YAZILINDAN ÖNEMLİ NE İŞİ OLABİLİR Kİ?!!!!!!1!!!"
Ama bunu demeyecektiniz işte. Öncekiler neyse, hatta az bile demişsiniz ama bu.. Ama bu.. Resmen 15 senelik nefretimin nirvanasını yaşıyorum şu an. Ne demek yaa matematik yazılısından önemli ne işi olabilir ki? Bi dakka hocaaaam, John Nash olsanız söyleyemezsiniz bunu bana. -sinirden elim ayağım titredi yahu.-
Matematik yazılısından önemli 100 şey sayarım size, şu sempatik okur kitleme de rezil rüsva ederim sizi!

*challenge accepted!*