Gogol Bordello'yu tanımayan kaldıysa eğer, koşa koşa tanısın lütfen. Böyle yenilesi, bıyıkları ısırıları şirin Gypsy'ler, hanimiş hanimiş! -yaa bazen çok çirkinleşiyorum siz de fark ediyor musunuz?-
Şu sıralar hayatımın jenerik müziği budur efendim. Hayır, beni aşırı mutlu edecek bir durum da yok fakat afedersiniz şeyimde kurt kaynıyormuşcasına zıplıyorum ortalıkta. Yehiyeh. -ama o yazılılar başlayınca göreceğim ben. uu gelsin şemsiyeler.-
Proje yapıyorum ayağına 2 haftadır filan matematik dersi görmüyorum. -burada annemi tanıyan okurlarımı sağduyuya çağırıyorum: aramızda kalsın olur mu? *şirin sırıtış*- Öyle ki, Pollyanna in Wonderland ayarında yaşıyorum: "Hava mı soğuk? Olsun, atölyede ufo var!", "Matematik quizi mi var? Olsun atölyede olcam ben!", "Bugün okul mu var? Olsun, atölyeye gideceğim ben!". -atölye: vaad edilmiş topraklar.-
Tam bu muaf olma durumuna alışmışken perşembe günü üst üste iki ders matematik görmek beni derinden yaraladı. Olaya iyi tarafından bakarsak matematikçimiz beni yamacına oturtup parabol anlattı. -buna da inatla polinom diyorum niyeyse.- Ve fark ettim ki direk muhattap alınınca matematiği bile anlıyorum. -derdim buymuş meğersem.-
Konuyu nasıl da dağıtıyorum fakat. Bugün burada pek sevgili hocacıklarımın yaptığı gaflardan bir seçki irdeleyecektim halbuse.
Unutulmaz Gaflar Vol. 1
bu yazıdaki olayların ve karakterlerin olması gerektiği kadarı gerçektir vesaire vesaire. gaflardan tamamen arındırılmış üçüncü kişileri -ben mesela.- olası şemsiyelerden korumak amacıyla kodlanmştır falan filan.
Gaf Sahibi: Coğrafya Öğretmenim
Genel Bakış: Kendisi yaşıtlarından iki yaş büyük olmakla birlikte 'S' harfini söyleyemediği için 'PANAMA KANALI' diyemiyor.
Gaf Highlight: Derste konuşurken yakaldığı kod adı İ olan arkadaşla minik bir sürtüşme yaşadıktan sonra -minik sürtüşme: 'oğlom susun artık!'a cevap olarak aldığı 'ben konoşmoyorom kie!'- sarf ettiği unutulmaz cümle:
"Konuşuyordun işte, yalan söyleme. Bak her yerin uzadı, hissediyorum ben."
Gaf Sahibi: Okul Müdürüm
Genel Bakış: Konuşurken kelime aralarında ortalama 4'er, cümle aralarında 7'şer saniye duraklamasının yanında okuldan kaçan öğrencileri arabasıyla takip ediyor. -şimdiye kadar yakalamaya muvaffak olamadı.- Proje yapan öğretmenlerden kendilerini yormamalarını güzel bir üslupla rica ediyor: 'BENİ KULLANIN HOCAM! *tuhaf sessizlik* Maşa olarak... Yormayın yani kendinizi.'
Gaf Highlight: Projemizin ön hazırlık çalışmaları esnasında bizi odasına çağırıp karşısına dizdikten sonra hepimizin aklına mıh gibi çakılan o konuşmayı yaptı:
"Biliyorsunuz ki projeniz İtalyanlarla. Hepsi sizden büyük, hadi yaşıt olsa neyse. Bana sorsanız küçük olsalar bile daha iyi. Ama büyükler sizden. Bir de İtalyanlar rahat millet bu konularda. Çok rahatlar yani. Bu proje bizim için çok önemli tabii. O yüzden İtalyanlarla.. *şaşkın duraksama* Projenin gidişatına zarar verebilecek... *dramatik duraksama* İkili ilişkilerden... *bir şey unuttuğunu bilen duraksama* İKİLİ VE ÜÇLÜ İLİŞKİLERDEN sakının."
-kahkahalarım içimde bir heyelana sebep oldu. arkadaşların bizans oyunu sonucu beni adamın TAM karşısına oturttular. aman yarabbi, kahkaha atmamak için yanaklarımı kanattım, gözümden yaş geldiğini gören şahitlerim var.-
Gaf Sahibi: Müdür Yardımcımız
Genel Bakış: Bas sese sahip olduğu için güzel türkü söylüyor, bas gitar çalmak istiyor. Azınlıkta kalan acayip öğrencilerini seviyor ama değişik tiplerden hazzetmiyor.
Gaf Highlight: Boş dersini doldurmaya geldiği R sınıfını överken kurduğu cümle, R SINIFI OLARAK, hâlâ övünç kaynağımız:
"Bu sınıfı çok seviyorum ben. Bu sınıf diğerlerinden çok başka, hep öğretmenlerden de methini duyarım. Göz bebeğim bu sınıf. Hani diğer sınıflar bir yana, BU L SINIFI BİR YANA."
Bunun yanında bir çalışma sebebiyle bulunduğum K sınıfındaki methiyeleri de aklımdadır:
"Bu sınıf çok güzel, bu sınıf çok iyi. Bu sınıf benim göz bebeğim!" -üfür üfürebildiğin kadar.-
Gaf Sahibi: Geçen sene kısa süreliğine derslerimize giren matematikçi
Genel Bakış: Derste 'Niye bir sayıyı sıfıra bölemiyoruz?', 'Sayılar niye iki yönde de sonsuza kadar gidiyor?' ayarında sorular soran the-en-ön-sıra'nın adını öğrendikten sonra kendi kendine 'Hem Bilge, hem Han.. Böyle adı olan çocuk nasıl zeki olmasın ki, hem Bilge, hem Han.. Bravo vallaha..' diye mırıldanmışlığı; 9. sınıfların çömez oluşunu doğum tarihleri, diploma notları, ortalama arkadaş sayıları gibi birbirinden bağımsız verileri içeren bir fonksiyonla ispat etmişliği vardır.
Gaf Highlight: Defter tutmayan bir arkadaşa öylesine kızmıştır ki; elleri titremiştir, aklı yerinden oynamıştır. Ona sayıları kullanarak vermeye çalıştığı ders ise aradan geçen bir yıla rağmen ara ara kafamızda çınlamaktadır:
"Ben biliyorum bunu, sen öğren diye uğraşıyorum. Sen sen sen kaç yaşındasın sen?! Sen 15, 14 yaşındasın! Ben senin yaşının iki katı kadar yıldır bu işi yapıyorum! Senin gibileri çok gördüm ben! 28 SENELİK MESLEK HAYATIMDA ELLENMEDİK YERİM KALMADI BENİM!!!"
yazıyla alakası olmayan dip not:
bakın burda ne var: http://paperlions.com/free-download
çok seviyorum bu çocukları ben *-* siz de sevin olur mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder